“Disleksi” ismiyle de anılan öğrenme güçlüğü, bir bireyin zeka gelişiminin normal seviyelerde olmasına karşın eğitsel belirli konuların (yazma, okuma, dil becerileri) öğrenilme aşamasında güçlükler yaşamasına verilen genel addır.
Genellikle erken çocukluk dönemlerinde gelişim gösteren ve oldukça yaygın bir bozukluk olan disleksi, günlük hayatta zorluklar ortaya çıkarabilecek; bireyin hayatında yaşam boyu süren etkiler sürdürebilecek bir sorundur.
Ancak yine de öğrenme güçlüğü çeken bireylerin yaratıcı düşünme ve fikir üretme gibi konulara yatkınlıkları vardır. Bu nedenle bu yeteneklerinin yanı sıra okuma ve yazma becerilerini geliştirmek için profesyonel yardımlar alarak okul ve iş hayatlarındaki başarılarını artırmaları da mümkün olabilmektedir.
Disleksinin Tedavisi Var Mıdır?
Disleksinin gelişimine sebep olan beyin anormalliklerini düzeltmenin ne yazık ki bilinen bir yolu yoktur. Bu nedenle öğrenme güçlüğü yaşam boyu süren bir sorundur. Ancak erken teşhis ve değerlendirme gibi yöntemlerle ilgili konularda bireyin öğrenme seviyelerini arttırmak mümkündür.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre her 10 bireyden 1’i belirli seviyelerde disleksi belirtileri göstermektedir.
Bilmeniz Gereken 3 Genel Disleksi Belirtisi
Disleksi belirtileri bir çocuğun okula başlayıp; okumak, yazmak, anlamak gibi kavramlara odaklanmasıyla beraber daha belirgin hale gelebilir.
Ancak eğitim ve iş hayatından göreceli olarak daha uzak olan kimi bireylerde disleksi yıllarca teşhis edilemeyebilir. Bu gibi durumlarda ise birey, tanısızlıktan yaşam boyu farkında olmadan öğrenme güçlüğü ile mücadele edebilir.
- Okuma ve yazma hızında normale oranla belirgin bir yavaşlık hali ve okuma esnasında kelimelerdeki harflerin sırasını karıştırmak, kimi zamansa benzer görünüme sahip harfleri birbiri yerine okumak (b ve d gibi).
- Bilgileri sözlü olarak algılayabilme fakat yazılı olan bir bilgiyi anlamakta güçlük çekme.
- Planlama yapmak ve organize olmak, periyodik bilgileri öğrenmek (örneğin alfabe veya haftanın günleri) konularında yaşanan belirgin zorlanma.
Yukarıda verdiğimiz bilgiler, öğrenme güçlüğü çeken bir bireyin gösterebileceği semptomların oldukça genel bir ifadesi olarak kabul edilebilir.
Çünkü unutulmamalıdır ki disleksi semptomları bireyin beyin gelişimi, yaşı ve eğitim seviyesi gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Dislekside Ebeveynlerin Rolü
Ebeveynlerin, çocuklarını küçük yaştan başlayarak semptom gösterip göstermediği konusunda kontrol etmesi ve gözlemlere göre erken yaşlardan başlayarak profesyonel yardım almalarını sağlaması çocuğun ilerleyen hayatında elde edebileceği akademik başarıları yakından etkiler.
Disleksi tedavisinde ebeveynlerin öğrenme güçlüğü çeken çocuklarına karşı sergiledikleri tutum ve tavırlar büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca disleksiye sahip çocuklara karşı destekleyici ve anlayışlı bir tutum sergilemek gerekmektedir. Çünkü tahmin edilebileceği üzere öğrenme güçlüğü, bireyin özgüven kaynaklı olarak psikososyal alanda eksikler yaşamasına sebep olabilir.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi öğrenme güçlüğü yaygın olarak görülen bir bozuklukluktur. Bu nedenle yukarıda anlattığımız ebeveyn sorumluluklarına ek olarak toplum genelinde disleksinin bilinirliğini artırmak, konuyla ilgili kapsamlı bilgilere sahip olmak da ebeveynlerin sorumlulukları arasındadır.
Çünkü unutulmamalıdır ki öğrenme güçlüğü çeken bireylerin hayatını kolaylaştırmak ve onları topluma kazandırmak konularında atılabilecek en etkili adım her hastalıkta olduğu gibi disleksi hakkında da genele yayılmış bir bilinçlenmeden geçmektedir.
Disleksinin sebepleri, tedavisi ve disleksi tedavisinde ebeveynlerin rolü hakkında verdiğimiz bilgilerin yanında eğitimle ilgili daha çok bilgi için blogdaki diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz.