Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Türkiye’de Özel Gereksinimli Bireylere Yönelik Mevzuat: Sosyal Hizmetler ile İlgili Yasalar, Sosyal Yardım ve Sosyal Güvenlik ile İlgili Yasalar, Vergi ile İlgili Yasalar
Legıslatıon On Indıvıduals Wıth Specıal Needs In Turkey: Laws Regardıng Socıal Servıces, Socıal Aıd And Socıal Securıty, Tax Laws
Rümeysa Moğol Demir
[M.Demir,Rümeysa].[TÜRKİYE’DE ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERE YÖNELİK MEVZUAT: SOSYAL HİZMETLER İLE İLGİLİ YASALAR, SOSYAL YARDIM VE SOSYAL GÜVENLİK İLE İLGİLİ YASALAR, VERGİ İLE İLGİLİ YASALAR], [2022].
Bu çalışmada Özel Gereksinimli Bireylere yönelik mevzuat incelenmiştir. Sosyal hizmetler çerçevesinde detaylandırılmış olup, Sosyal Hizmet anlayışının temelinde Sosyal Güvenlik ve Özel Gereksinimli Bireylerin vergi durumları ele alınmıştır. Mevzuat çerçevesinde incelenen bu çalışmada yasa ve tasarılarıüzerinde çalışmalar yapılmış raporlar üzerinden ilerlenmiş ve şekil bulmuştur. Ülkemizde Özel Gereksinimli Bireylere sunulan hizmetlerin neler olduğu hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Engellilik ve Özel Gereksinimli Bireyler arasındaki farka değinilmiş ve farkındalık oluşturmak adına da sosyal çalışmaların ve sosyal eşitliğin sağlanması için gerekliliklerin neler olduğu mevzuattan özümsenerek belirtilmiştir. Anayasada herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu yine maddeler halinde belirtilmiştir. Sosyal Güvenliğin her birey için temel hak ve özgürlüklerinden olması sebebiyle önemi büyüktür. Nasıl ki yaşama hakkı gibi barınma, koruma gibi haklara sahibiz. Her birey gibi Özel Gereksinimli Bireyler de bu haklardan yararlanmak durumundadırlar. Sosyal destek Özel Gereksinimli Bireyler için olması gereken en önemli durumdur. Bu çalışmada bunların her birine detaylıca yer verilmiştir.
Anahtar Sözcükler
Mevzuat; Özel gereksinimli bireyler,Engelli bireyler;Sosyal hizmetler,Sosyal yardım;Sosyal çalışmacı,Sosyal güvenlik
[M. Demir, Rümeysa]. [LEGISLATION ON INDIVIDUALS WITH SPECIAL NEEDS IN TURKEY: LAWS REGARDING SOCIAL SERVICES, SOCIAL AID AND SOCIAL SECURITY, TAX LAWS], [2022].
Suitable for Special Requirements regulations in this study. The social service approach is detailed, and it is handled as a tax in Social Service-style social Security and Private hotels. In this study, the legislation system of which is examined, the laws and their designs have progressed and shaped through the reports on the studies on them. Detailed information about the English Requirements is given. It can be designed in such a way that it can be considered for social development at the same time in order to be close and comprehensive between the difference between disability and special needs features. It is liked by everyone who has it in Turkey. In terms of Social Security, it consists of fundamental rights and freedoms. We have rights such as the right to shelter and protection. Like all Special Needs, they benefit from these rights. Necessary Specific The most important need for social support. This can be enlarged so that it can be purchased.
Keywords
Legislation; Individuals with special needs; Disabled individuals; Social services; Social help; Social worker; Social security
Toplumun zihninde oluşan engelli kavramının değişime uğraması sosyal sorumluluk hissi ile değişime uğrayabilmektedir. Bu gibi değişikliklerin olması için de bilinçlendirme ve nitelikli toplum haline gelmekle mümkündür. Sosyal Hizmetler eğitiminden başlayıp, sivil toplumkuruluşlarıyla devam eden bir süreç vardır. Bu süreçte politika ve siyasi oluşumlar için de gereklilikler vardır. Yasaların daha verimli hale ve kullanıma uygun hale gelmesi, tanıtılması, güncelleştirilmesi aşamaları mevcuttur. Çalışmada ele alınan konu ise bu süreçler bir yana mevzuat çerçevesinde özel gereksinimli bireylere sunulan sosyal hizmet, sosyal çalışma, sosyal güvenlik ve vergiye dair detaylardır. Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, Sosyal Hizmet Çocuk Esirgeme Kurumu, Sosyal Güvenlik Kurumu, T.C. Mevzuat Bilgi Sistemi, ResmîGazete’ den faydalanılarak detaylandırılmıştır. Kurum ve kuruluşlarla iş birliğinin önemli olduğu görülmektedir.
Yasa, tüzük ve yönetmeliklerin, kanunların tamamına verilen isim mevzuattır (Türk Dil Kurumu, 2021). Bir konu hakkında oluşturulmuş düzenin çerçevesidir. Hukuk kurallarının tamamı mevzuattır. Mevzuatın sıralaması ise aşağıdan yukarıya Yönetmelik, Cumhurbaşkanı Kararnamesi, Kanun ve Anayasadır (T.C. Anayasası:, 1982).
Yaşadıkları bazı sorunlar sebebiyle, yaşamlarını devam ettirebilecekleri yeterliliğe sahip olamayan, bu yetersizliklerine karşılık eğitim sürecinde olması gerekenbireylerdir. Özel eğitim süzgecinden geçmeleri hatta eğitimleri bu bireylerin yaşamlarının merkezinde olması gerekmektedir. Özel gereksinimli bireyler sınıflandığında; işitme sorunu olan ve bu güçlüklerle mücadele veren, görme bozuklukları olan, duygu ve davranışlarını kontrol edemeyen, eğitim ve öğrenimlerinde güçlükler çeken, karşılıklı ilişkilerde iletişim sorunu olan, beden ve sağlık yetersizlikleri olan, istediği hareketi gerçekleştiremeyen insanlardan bahsetmek mümkündür.
Engelliler Kanununda bahsedildiği üzere; engellilik, doğduğunda veya daha sonra yaşadığı bir sebepten dolayı bedenine, zihnine ya da diğer niteliklerine hasar vermiş bir durumla karşı karşıya kalan bireylerdir(Engelliler Hakkında Kanun:5378, 2005).Yaşamlarını normal bireyler gibi sürdüremeyen, sosyal becerileri yeterli olmayan, toplumda korunma, barınma ve bakıma ihtiyaç duyan bireylerdir. Bu gibi tanımlanan bireylerim tüm ihtiyaçlarına cevap vermek önemlidir. Hem sosyal sorumluluk hissetmekten hem de her birey eşittir ve ötekileştirilemez maddesine dayanarak özrü olan bireylere de gerekli hizmetlerin sunulması gerekmektedir. Engellilerin de normal bireyler gibi istediğini yapabilmeleri gerekmektedir. Noksanlık söz konusu olduğu ve bu noksanlıklara karşı tamamlanmak üzere sunulan hizmetler gerekmektedir. Bu hizmetler diğer bireyler tarafından sunulacağı gibi devletin politikası gereği de yapılması, tamamlanması öngörülen çalışmalardır.Bir kaza yada yaşanan elem bir olay karşısında fiziksel veya ruhsal olarak eksiklikler oluşmuşsa buna da engellilik denilmektedir. Engellilik durumunda hizmetin yetersizliği söz konusu olduğunda ise gerekli İl Müdürlüklerine, Sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarına başvuruda bulunulmakta ve hizmet talep edilebilmektedir.
Evlice(2019)’nin çalışmasında engelli ve özel gereksinimli bireylerin karşılaştırılması aşağıda verilmiştir. Engelli kavramını yasalarda değişime uğramasına kadar olan süreçte engelli, özürlü kavramları kullanılmaya devam edilmiştir. Engellilik veya özürlülük içinde bulundukları çevresel faktörlere göre sınıflandırmaya tabii olmuştur.
Bu bölümde özel gereksinimli bireylere yönelik kanun maddeleri incelenmekle birlikte engellilik kavramının yasalarla değişim sürecinden de bahsedilmektedir.
Madde 1-Bu maddede bahsedilen engellilerin hakları, sunulan özgürlükler, hizmetler ve teşviklerdir. Toplumun engelli bireylere saygı duyması gerekliliğinden ve toplumda etkin rol almaları gerekliliğinden bahsedilmektedir. Tüm bu hizmetlerin düzenlemeler ile engelsiz hizmetler sunulması öngörülmekte ve buna yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
Bu madde ile engelliliğin eşitlikle diğer bireylerle aradaki sosyal mesafenin kaldırılabileceği ya da azaltılabileceği ele alınmıştır. En başta söylemek gerekirse Engelli veya özürlü kavramları yasalarda uzun bir süre kullanılmış olup, uygun olmadığı belirten bir kesim ve birçok eleştiriye maruz kaldıktan sonra da değiştirilmesi için sunulmuştur. Konunun ilerleyen kısımlarında bundan da bahsedilecektir.
Madde 2-Bu kanun maddesi ile engelli bireylerin engelleri,sosyal çevrelerini, ailelerini ve sosyal yaşamlarını, engelli bireylere hizmet eden kurum ve kuruluşlar ile diğer ilgilileri kapsar. Böylelikleengelli bireyler ve çevrelerini oluşturan kişi ve toplumun ele alınacağı, alınması gerekliliği ortaya konulmuştur.
Madde 3-Bu madde ile birçok terimin tanımı yapılmıştır. Engellilere yönelik yapılması ya da yapılmaması gereken ayrımcılıklar, Engellilik oluşumu ve sürecinin neleri kapsadığı, Erişilebilirliğin neler olduğu ve engelli bireyler için erişilebilirliğin öneminden, Engellilere uygun şartlarda hizmet veren kurum-kuruluşlar, Rehabilitasyon merkezlerinden ve neden olması gerektiğinden, halka hizmet veren yapıların engelliler için de uygun olup olmadığını araştıran ve bu gibi terimlerin tanımından ve detaylarından bahsedilmiştir.
Madde 4-Bu madde detaylarında ise engellilere karşı ayrımcılığın yapılmaması gerekliliğinden, onların onur ve gururunu incitecek hal ve davranışlardan uzak durulması gerektiğinden, toplumda bağımsız hareket edebilmeleri için uygun şartların olup olmadığından bahsedilmektedir. Ayrıca özlük haklarından, barınma, beslenme, bakım hizmetlerinin hassasiyetle yapılması gerekliliğinden, özel hayatlarına saygı duyularak hizmet verilmesinin ehemmiyeti ortaya konulmaktadır. Toplumun bir bireyi olduklarını ve fırsat eşitliği çerçevesinde yaklaşılması gerekliliğini de ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca sosyal yaşam ve sosyal adaletin nasıl sağlanması gerektiğiyle ilgilenilmiştir. Engellilere dair eşitliğin ve fırsatların nasıl olması gerektiğiyle ilgili detaylar verilmiştir.
Madde 4/A-Bu madde ayrımcılık, kayırmacılık dahil engelliliğe özgü her türlü ötekileştirilmelerin yasak olduğundan bahsetmektedir.Engelliği oluşturan her koşulda eşitliği sağlayan, kişi hak ve özgürlüğünü tehdit etmeyen ortamlar sunulması gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Madde 4/B-Engellilerin toplumla iç içe olup topluma kazandırılması üzerine duran bu madde engellilerin toplumdaki diğer bireylerle beraber aynı şartlarda olmalarını sağlamaktadır. Engelli bireyler ve engeli olmayan bireyler aynı ortamı paylaşmalıdır ve ötekileştirilerek özel bir düzen kurulmamalıdır. Bu madde ile engelli bireylerin toplum ile iş birliği içinde olmaları amaçlanmaktadır.
Madde 5-Engelli bireyin engel ölçüsünü ve bu ölçüyü sağlayan uluslararası temellendirilmiş kurallar vardır. Bu kurallar ve yöntemler dikkate alınarak engellilik tespitinde bulunulur. Bu tespitin herkes tarafından yapılmasına ya da her kurumun yapmasına izin verilmez. İlgili bakanlık ve başkanlıklar tarafından görevlendirilmiş kişiler yapmaktadır.Buradan da anlaşılacağı gibi engelli bireyler için yapılan çalışmalarda kurumlar arası iş birliği mevcuttur. Kurumlarla çalışma düzeni ve daha etkin olmak için gerekli bir adımdır.
Madde 6-Engelli bireylerin kimseye bağlı yaşamadan bulundukları konumdan dolayı bazı psikolojik destekler verilmektedir. Sosyal çevrelerinin oluşması için destek hizmetler verilmektedir. Bu hizmetler verilirken de kişinin fıtratına uygun davranılması esastır. Kişinin ilgi alanları ve yeteneklerine göre hizmetler üretilir ve ilgili kurumlarca hizmet sunulmaktadır. Destek hizmetlerinin sunumu ve geliştirilmesini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yürütmektedir.
Madde 7-Engelli bireylerin hayatlarındaki erişilebilirliği daha aktif ve kolaylaştırıcı olmak adına ele alınmıştır bu madde. Engelliler için uygun mimari düzenlemelerin yapılması, tasarımların engellilerin engel çeşidine uygun yapılması esastır. Kurum ve kuruluşların hizmetlerini engelli bireylere yönelik çeşitlendirmesi gerektiğini, kolaylaştırması gerektiğini ortaya koymaktadır. Gelişen teknoloji ile de erişilebilirliğin teknoloji alanlarından da yararlanılarak daha aktif edilmesi gerektiği gerçektir. Hizmetlerin engelliler tarafından uygulanabilirliği ve kullanılabilirliği açısından ele alınan bu maddede denetlemeye ve standartlaşan bir şeylerin olmasına da yer verilmiştir.
Madde 8- Engellilere Hizmet sunumunun nasıl olması gerektiği hakkında detaylandırılmıştır.
Madde 9- Yapılan değişikliklerle birlikte 5378 sayılı kanun 25868 sayılı Resmî Gazete’de Engellilerin bakım hizmetleri tekrardan ele alınmıştır.
Madde 10- Toplumda engelli bireylerin toplumun içinden olduğuna, ayrım yapmaksızın her ortama katılmaları gerektiği gerçeği bilgisi rehabilitasyon merkezlerinde verilmektedir. Adaptasyonlarına dair çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bu hizmetlere en erken ne zaman olacak ise o zaman diliminde başlamak engelli bireyler için önemlidir. Bu uygulamalarda kullanılan materyallere uyum aşaması gözlemlenir ve gerekirse bunun için de programlar gerçekleştirilir. Engellilerin engel durumlarına uygun araç-gereçler temin edilmektedir.
Madde 11-Bu maddede engelli bireylerin sağlık durumlarına yönelik yapılması gereken planlamalardan bahsedilmektedir. Engelli bireyin engeline dair hizmeti alabilmesi için teşhisine ihtiyaç duyulur. Bunun raporlanması ve süreçleri Sağlık Bakanlığı’nca yapılmaktadır. Engellenebilir engellilik durumları varsa bunun için diğer kurumlardan da yardım istenilmektedir.
Madde 12- İş analizinden bahsedilmektedir.
Madde 13-Engelliler için iş analizlerinin öneminden bahsedilen bu maddede, engeli bireylerin kendi ilgi alanlarına ve yeteneklerine uygun iş seçimlerinde destek almaları sağlanmaktadır. Destek personelin nitelikli ve işinde ehil olmasına dikkat edilmelidir. Bazı kurumlar bu analiz etme sürecinde programlar üretir ve geliştirirler. Bu kurumlar; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi kurumlardır. Bu kurumların işlerliğinde sivil toplum kuruluşları da beraberinde hizmet geliştirmektedirler. Bu hizmetler de yönetmelik çerçevesinde gelişmektedir.
Madde 14- Engelli bireylerin iş piyasasında nerede olmaları gerekliliğini ortaya koyan bir maddedir.Sürdürülebilirliği esas alan ve engelli bireyin toplumdan ayrıştırılmadan iş sahibi olması ve bu sürecin yönetmeliğe uygun işlemesi için tedbirler alınmaktadır. İş başvurusuyla başlayan bu serüven, şartlar belirlendikten sonra açılan ya da açılacak olan pozisyon için uygun olan bireylerin yerleştirilmesi ile sonlanmaktadır. Bu yerleştirme evresinde hiçbir kimse ayrımcılığa başvuramaz ve bu ayrımcılığa göz yumulamaz.
Madde 15- Engelli bireylerin eğitim hakkı her birey gibi engellenemez. Anayasamızda eğitim ve öğretim kanununda bahsedildiği gibi herkes eğitim görme hakkına sahiptir. Engelli bireyler de buna dahildir. Özel durumlarına göre eğitim şartları uygulanmalı ve bütünleşik bir düzende de eğitimlerini devam ettirmeleri gereklidir. Engelliliğin çeşitlerine göre planlamalar yapılmaktadır ve o bireye uygun eğitimin nerede ve nasıl verileceği bilgisiyle birlikte yardımcı olunmaktadır.Özel eğitim alan bireyler için de gereken hizmetler verilmekte ve geç kalınmış engelli bireyler için eğitim planları da yapılmaktadır.
Madde 16- Engelli bireylerin engellilik düzeyleri bir uzman tarafından belirlenmektedir. Bu değerlendirme süreci uzamanlar tarafından gerçekleşmektedir. Engellinin istekleri sorularak hareket edilmektedir. Özel gereksinim gerektiren bireylerin tespiti yapıldıktan sonra bir eğitim raporu hazırlanıp, sunulmaktadır (Engelliler Hakkında Kanun:5378, 2005, Bölüm1,2).
Sosyal hizmetler, engelli ve engelli ailelerine, engellilerin bağımlı olmamalı için yapılacak olan hizmete, yoksulluk derecesindeki aileler yardımların yapılmasında aktif rol alan bir programdır. İnsanların sosyal yaşamlarında ihtiyaç hallerinde ve hayatın her zorlu şartlarında hizmet yetiştirmeye çalışan bu programlar bütünü olan sosyal hizmetlerde, sosyal hizmet uzmanlarıyla daha verimli sonuçlar elde edilmektedir. Sosyal hizmet uzmanları o toplumun ihtiyacına göre planlar yapmakta ve bu planlar da sistematik bir şekilde uygulanmaktadır. Bu yüzden gibi sosyal hizmetlerin çalışma alanı geniştir. Bireyden, aileden ve sosyal çevreden sorumlu bir bütünlüktür. Engelli bireylerin özelinde ama diğer toplum bireylerinin de sosyal çevre uyumu ve toplumsal iletişimin güçlenmesi için çalışmalar gerçekleştiren sosyal hizmetler, insanların temel gereksinimleri için de çalışmalar yapmaktadır (Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2001). Sosyal devlet mantığı çerçevesinde ilerleyen bu disiplin diğer disiplinlerle de çalışması gerekmektedir. Çünkü insan sosyal bir varlıktır ve her ihtiyacına karşılık bulması gerekmektedir. Bu kimi zaman fiziki, kimi zaman maddi kimi zaman sosyal ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaç tespitlerinde uzmanlara büyük sorumluluk düşmektedir. Sosyal Hizmet uzmanlarının sosyal yapılanma için yapacakları her türlü hizmet sosyal hizmetin gelişmesi için atılmış adım niteliğindedir. Yoksul insanlara, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olup, toplumdaki refahın yükselmesi için çalışmalar yapmaktadır. Sosyal hizmet, bu işlevleri yerine getirmek için değişim, gelişim, yenilik, rehabilite yönlerini geliştirmelidir. Sosyal hizmetlerin hizmet alanı çok geniştir.Sosyal hizmetin hizmet alanı, toplumun gelişmesi temelden olacağı için aile hizmetleri,yoksul bireyler, özel gereksinimli bireyler,korunmaya muhtaç çocuklar,koruyucu aile,evlat edinme ve edindirme, parasal yardımlar,çocuk istismarı ve ihmali, gençlik hizmetleridir (Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2001).Görüldüğü üzere sosyal hizmetler manevi değerler üzerine yoğunlaşmıştır. Toplumun gelişmesi ve refahın artmasına yönelik çalışmalar yapılması amaçlanmıştır. Bu alanda oluşturulmuş tüm yasa ve türevleri bu çalışmanın devamında bahsedilmektedir.
Yoksul, yardıma muhtaçbireylere temel gereksinimlerini sağlayabilecekleri karşılıksız yardım sunulmasına sosyal yardım denilmektedir. Daha geniş bir tanım yapılacak olunursa;sosyal yardım denilince akla, kişilerin kendine ve bakmakta sorumlu olduğu bireylerin minimum seviyede dahi olsa geçinebileceği, normal seviyede arınma ihtiyacını giderebileceği, kişisel güvenliğinin sağlanabildiği, engelli kişilerin de engelinden kaynaklanan sebeplere yönelik erişilebilirlik uygulandığı, yeterlilik seviyesine ulaşılmasını sağlayan düzen gelmektedir (Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2001).
Sosyal yardımlarda bireyin güvenliğini önemseyen, bireyler arasındaki ekonomik açıklığı kapatmayı amaçlayan bir süreç vardır. Sosyal çalışma, sosyalliği ön planda tutup bireyin toplumda etkin rol almasını sağlayan ve bu süreci verimli hale getirmek için yapılan süreçtir. Bireylerin yaşamlarındaki asıl gerekliliklerin belirlenmesi ve karşılanmasıdır. Böylelikle bireye önem veren, insana yardım etme eylemini öncelik haline getirmiş, bireyi anlamak için çaba gösterme ve yararlı işleri hayata geçirme gerçeği vardır. Bireyin veya toplumun problemlerine çözüm bulmak, çözüm olmak amacıyla karşılıksız olarak yapılan sosyal eylemlere denir. Bu yönüyle de bakılacak olursa, psiko- sosyal bir çalışma düzenidir. Ayrıca, planlı ve programlı ilerlemek adına da teknik bir süreci de kapsamaktadır. Organizasyon sürecinde araştırmak ve rol-modeller belirlenerek ilerlemek, bu teknik sürecin içinde yer almaktadır.
Sosyal yardım sürecini başından sonuna kadar ilerlemesine yardımcı olan, bu süreci teknik, psiko-sosyal, eleştirel, araştırmacı kimliğiyle, insan ilişkilerinde olgusal yaklaşabilen bireyler ise sosyal çalışmacılardır. Sosyal çalışmacılar eğitimli, profesyonel çalışmalar yapmış ve gelişime açık insanlar olmuştur. Sosyal yardım ile sosyal çalışmacı arasında çok sıkı bağlar mevcuttur. Sosyal yardımların çeşitliliğine ve teorilerine göre yaklaşımları çeşitlenmekte ve bu sebeple de uzmanlaşmış, meslek bilinci yerinde bireylerle çalışılması da sosyal yardımların amacına uygun olmasını sağlamıştır. Amaca uygun gerçekleşen sosyal yardım faaliyetleri de bireylerin ya da toplumun sorunlarına bir nebze yardımcı olmuştur. Ayrıca sosyal hizmet alanında eğiten ve hizmet veren birçok üniversite mevcuttur. Sosyal hizmet uzmanı yetiştiren bu üniversiteler sayesinde sosyal hizmet alanı daha bilinir hale gelmekte ve yapılan çalışmaların detaylandırılması sağlanmaktadır. Sosyal Hizmet Eğitimi’nin yaygınlaştırılması ve Hacettepe Üniversite’si dışında farklı üniversitelerde de eğitim verilmesi kararlaştırılmıştır.
Ülkemizde devletin aracı olduğu ve yapılan yardımlarının büyük çoğunluğu bakanlık ve bakanlığa bağlı kuruluşlar tarafından yapılmaktadır. Bu yardımlar toplumun refahını artıracak niteliklerdedir. Ailenin ihtiyaçlarına karşılık bulabildiği ve toplumdaki bireylerin gereksinimlerini karşılayabildiği bir sosyal sorumluluk bilincidir. En çok üzerinde durulan kısım ise dezavantajlı gruplar olmuştur. Sosyal devlet vizyonuyla devam edilmiştir. Sosyal devlet, avantajı az veya olmayan bir grubun, hayat mücadelesine yardımcı olmak için yola koyulmuş, gerekli politikaları üreterek var olan politikaları da geliştirerek bireylere destek veren devlettir.
Sosyal hizmet alanında sosyal yardım özelinde ilk kanun tasarısı medikal boyutta ele alınmıştır; fakat engellilere yönelik maddeler üzerinde çalışmalar ilerledikçe sosyal politikalar şekillenmiştir. Yapılan şuralar ile engellilere dair kanun çıkması daha hızlı hale gelmiştir. 25868 sayılıResmî Gazete’de Engelliler Hakkındaki Kanun 2005’te ele alınmıştır. Bu kanun ile engelli hak veözgürlükleri, sosyal hakları, diğer toplum bireyleri ile eşitlikleri ele alınmış detaylı bir yasadır. Türkiye son yıllarda engellilerin toplumun içinde olması, topluma kazandırılması yönünde çalışmalar yapılmıştır. Bu düzenlemelerin dışında engelli bireylere sunulan ve devletin bazı hizmetlerinden yararlanmalarını daha kolay erişilebilir hale getirerek sunulmasına yardımcı olmuştur. Örneğin kurslarda, KDV’lerde ve bazı vergi muafiyetlerinden yararlanmaktadırlar. Devlet memurluğu kontenjanlarının da yılın belirli aylarında açılıp sınav şartıyla yerleştirmeler, yapılmaktadır. Aktif engelli istihdamı yapan kurum ve kuruluşlar vardır. Bu kurum ve kuruluşlar daha çok engelli bireyi topluma kazandırmak ve sosyal yaşam oluşturmak amacıyla çalışmaktadır. Yaşlılık da engelliliğe dahil edilmiştir. Buna bağlı olarak da bazı yaşlılık hizmetleri verilmiştir. Bu hizmetler illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar bünyesindeki sivil toplum kuruluşları yada yardım ve dayanışma oluşumları tarafından hizmet vermektedirler.
Birleşmiş Milletler, engellilerin hakları üzerinde çok fazla yoğunlaşmıştır. BM Engelli Hakları Sözleşmesi de ülkemizde 27 Mayıs 2009 tarihinde kabul edilmiştir.Sonraki aylarda da yürürlüğe girerek aktif olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Sözleşmenin engellilere dair amacı, engelli bireyleri topluma kazandırmak, kişi hak ve özgürlüklerini korumak ve gereken saygıyı göstermektir. Bu sözleşmede engelli bireylere yönelik, ayrımcılıklardan kaçınılması gerektiğinden, erişilebilir bir hayat sunulması gerekliliğinden, farkındalıklarının arttırılması gerektiğinden, risk barındıran durumların azaltılması gerekliliğinden ve daha birçok detaylandırılmalara yer verildiğinden bahsetmek mümkündür.
Bu verilere göre kurumlararası iş birliği ile engelli hakları etraflıca ele alınmıştır.27691 sayılı ResmîGazete’ deözürlü bakımlarına dair yönetmelik detaylarında, bakım hizmetleri detayına değinilmiştir. Bunun yanında psikolojik destek manasında psikososyal görüşmeler ve programların varlığından yoksa da olması gerekliliğinden bahsedilmektedir.Bu gibi hizmetlerin dezavantajlı gruplara yatılı,gündüzlü ve dönemler halinde verilmektedir. Özel gereksinimli bireylerin bakımında evde bakıma öncelik verilmektedir.Mahremiyete önem verilerek ailelerinin yanında güvenli bir şekilde hizmet sunulmaktadır. Özel gereksinimli bireylerin rehabilitasyon merkezlerine gitmelerinde fiziki şartların yeterli olması ve gerekli düzenlemeler yapılmaktadır. Şartların uygun olmadığı durumlarda ise kurumlarla iş birliği sağlanarak hizmet sunumu gerçekleştirilir. Yasal düzenlemelerle birlikte özel gereksinimli bireylere(ÖGB) bazı haklar verilmiştir. Bu haklar özetlenecek olursa;
Bu maddelerden de anlaşıldığı üzere ülkemizde engellilere yönelik hassasiyet gelişmiş ve toplumla kaynaşmaları sağlanmıştır. Verilen hizmetlerle ve yapılan çalışmalarla da daha da geliştirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Master çalışmalarında, sosyal hizmet planlamalarında, sosyal hizmet kurumlarında aile yaşamının düzeni için özel gereksinimli bireylere yönelik faaliyetlere geçilmiştir. Aile hizmetleri merkezi oluşturulmuş ve sosyal çalışmacılarla daha etkin bir yol izlenmektedir.Aile Hizmetleri Merkezlerinde hizmet verecek personelin nitelikli ve alanında uzman olmasına dikkat edilmektedir. Hizmet içi eğitimler için de ayrı projeler yürütülmektedir. Yoksulluk düzeyini belirleyen sosyal çalışmacılar, mutlak yoksulluk kavramının tanımını yapıp Türkiye koşullarında değerlendirmeler yapılmıştır. Zor şartlar içinde olan ve özel gereksinimi olan, korunması gereken çocuklarıngerçek sayılarının ve durumlarının gerekçelendirilmesi sağlanarak, SHÇEK Genel Müdürlüğü’nün iş birliğinde birçok gelişmeye adım atılmıştır. Evlat edinme kanunundaki açıklıklar üzerinde durularak yaş aralığı düşürülmüştür.
Sunulan hizmetler arasında Emekli Sandığı da vardır. Sosyal Sigorta kuruluşudur; fakat sosyal kurum gibi hizmet vermektedir.Kanundan yararlanmak için, 65 yaş şartı, kendisine kanunen bakacak kimsesinin olmaması, iş görme ve çalışma gücünden yoksun olduğunu belgelemek, muhtaçlığını ilgili kurumlarca tespit ettirmek, sosyal güvenlik kuruluşlarının hiçbirinden destek almıyor olmak, nafaka hakkını almıyor, kullanmıyor olmak, herhangi bir geliri olmamak, Türk vatandaşı olmak ve hayatta olmak gibi şartların olması gerekmektedir.
Gazilere de engelli bireylere ve yaşlı bireylere sunulan hizmet detaylarındaki gibi indirimler uygulanmaktadır. Gazilikve engellilik derecesine göre bu sunulan sosyal yardım miktarı değişkenlik göstermektedir. Düzenli ve sistemli bir yapısının olması olumsuz bir sonuçtur. Yapılan yardımların zaman zaman yerel yönetim eliyle yapılması da olumsuzluklar arasındadır.
Diğer bir hizmet ise, SHÇEK Genel Müdürlüğü tarafından yapılanfinansal desteklerdir. Sürekliliği olmayıp kişinin yaşadığı bölgede bölgenin coğrafi yada sosyal, kültürel sorunlarına karşılık bir kez sunulan yardımlardır.Bu hizmetin bir diğer özelliği de aile bütünlüğünü koruması ve önem vermesidir. Dezavantajlı bu gruplara ayni ve nakdi yardımlarda da bulunulmaktadır.
Dezavantajlı gruplara ait tedavi imkanları, ve sağlık problemlerine karşılık çalışmalar da yapılmıştır. Engelli bireylerin hastane hizmetlerinden ücretsiz yararlandığı birçok makalede belirtilmiştir. Bu hastane yöneticiliğine göre de değişkenlik gösterebilmektedir. Bazı hastanelerin belli oranda karşılığını aldığı da olmuştur. Ödeme imkanı olmayan bireylere de devlet eliyle yardım edilmektedir. İlgili bakanlık veya bakanlığa bağlı kuruluşlaar bu fonların dağıtılmasında yardımcı olmaktadırlar. Bu fonun amacı ise, yoksulluk içinde muhtaç insanlara yardım etmek ve sosyal adaleti sağlayacak eşit bir dayanışmayı teşvik etmektir (Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2001).
Özürlüler Kanunu Madde 25’ te belirtilen Sağlık hizmetlerinde, engelli bireylerin diğer engeli olmayan bireyler gibi sağlık hizmetlerine erişmeleri mümkün olmalıdır. Erişilebilirliğin üzerinde durularak hizmet gelişimi sağlanmış olup engelli bireylerin hastanelere ve sağlık kurum- kuruluşlarına ulaşımları konusunda yardımcı olunmaktadır. İlaç ve tedavi sürecinde, bakım ve destek süreci yönetmelik gereği uygulanarak hizmet verilmektedir. Bulundukları coğrafyaya sağlık hizmeti gitmemiş veya yeterli gelmemiş ise temininin sağlanması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Sağlık çalışanlarının sunduğu bakım ürünlerinin de herhangi bir ayrımcılık yapmadan aynı kalite düzeyinde ilerletilmiş olması beklenmektedir.
Kamu kurumlarının daengelli bireylere sunduğu bazı hizmetler vardır. Bu hizmetlerin engellilerin hayatını kolaylaştırıcılığı söz konusudur. Bazı kolaylıklara örnek olarak; toplu taşımalarda kart kolaylığı, yerelde sunulan belediyecilik hizmetlerinden indirim kazanmaları, bazı bakanlıkların sunduğu sosyal, kültürel, spor dalında yapmış oldukları çalışmalardan yararlanmaları, sosyal alanlardaki öncelikleri, ulaşım indirimleri gibi kolaylıklar vardır. Özel sektörün de engelliler için sağladığı imkanlara örnek verilecek olursa; otobüs şirketlerinde indirim,THY(TürkHavaYolları) engelli indirim gibi hizmetler… Telekomünikasyon şirketlerinin sağladığı hizmetler bulunmaktadır. Engelliler için yaptığı indirimler şöyledir:Türk Telekom engelli indirimi ve internet tarifelerinde indirim. (Evlice, 2019, s.90).
İnsanların hak ve özgürlükleri çerçevesinde toplumda refah bir şekilde yaşama ve yaşam sürdürmesi sosyal güvenliklerine bağlıdır. İnsanların gelişen teknoloji ile birlikte bilgi bombardımanının içinde olmaları, sosyal manada sosyal güvenliğin sağlanamayacağı ya da bu yöntemin insanları tatmin etmeyeceğinden doğan ihtiyaç, güvenlik ihtiyacıdır. Bunun bir sistem halinde yapılması gerekliliği, sosyal güvenliğin de oluşması yine güvenli ortama bağlı kalmaktadır.Sosyal zorluklar karşısında bireylerin desteklenmesi ve güvenliklerinin sağlanması sosyal güvenliği oluşturmaktadır (Bayri, 2013).
Diğer bir anlamda sosyal güvenlik, bir görüşe göre,kişiyi korumanın yanında, sosyal hizmetlerin kapsamına giren diğer konuları da barındırır. İnsanın olduğu ve insanın ihtiyaç duyduğu her şeyin güvenliğini sağlama konusunu inceler. Bir diğer bakış açısına göre sosyal güvenlik, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun incelediği her şeye hâkim olmalıdır.
Ülkemizdeki düzen ise yinelenecek olan sosyal devlet anlayışına bağlı olarak bireyin hak ve özgürlüklerine karşılık hizmet veren bir düzen vardır. Sigorta mantığında ilerleyen, kişinin temel yaşam kriterlerini sigorta çerçevesine sığdırmaya çalışan bir sistematik vardır. Yine engelli bireylere yönelik bazı sosyal zorluklarda verilen ödenekler mevcuttur.
Genel sağlık sigortası kapsamında ise; bakıma muhtaç insanlara, hak sahiplerine, ilaç ihtiyacı olan bireylere, kişilerin hastalıklarına özel bir sağlık hizmeti ve bunların paylaşılması gibi hizmetler verilmektedir(T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2021).
Sosyal güvenliğin, çeşitli yönleriyle oluşan problemlerin çözüme kavuşmasında sosyal hizmetlerin çalışma sistemlerinden yararlanması, sosyal güvenlik kurumunun sağladığı sosyal gelirlerin daha sistemli hazırlanmış olmasını bunun da sonucu olarak sosyal hizmetlerin yaygınlaştırılmasını sağlayacaktır. Sosyal hizmetler sosyal güvenlik çalışmalarına dinamizm kazandıracaktır ve bu dinamizm sosyal ortamlara da yansıyacaktır. Bu dinamizm bir kalıcı politika oluşumuna kadar gidebilir. Bu sebeple üzerinde durulması ve geliştirilmesi gereken bir konu olarak yerini korumaktadır.
Anayasa’nın 60.maddesinde; “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir”(T.C. Anayasası:, 1982) ifadesiyle birlikte, engelli bireylerin de diğer engeli olmayan bireyler gibi sosyal güvenceye sahip oldukları belirtilmiştir. Buna istinaden Engeli Bireylere yönelik anayasa maddelerine aşağıda yer verilmiştir. Bu maddelerdekişinin özlük haklarına değinilmiştir. Sosyal güvenlik kısmına yukarıdaki bölümde bahsedilmektedir.
Madde 14- Bu maddedekişininözgürlüğü ve güvenliği hakkında detaylar verilmektedirEngellilerin toplumdaki diğer bireylerle eşit şartlarda hizmet alabileceğinden ve istedikleri zaman hizmetlerden yararlanabileceklerikonusunda bilgi verilmektedir. Engelliliğin özgürlüklerine gölge düşürmemesi gerekliliğinden, güvenlik ve özgürlüklerden yararlanabileceklerinden bahsedilmektedir. Eğer, engelli bir birey özgürlüğünden veya haklarından mahrum edilecek tavır ve davranışlarda bulunulmuşsa bunun hukuki bir karşılığının olduğundan ve detaylarından bahsedilmektedir.
Madde 15-Bu madde de bahsedilen, engelli bireylerinişkenceye uğramamaları, rencide edici ve aşağılayıcı durumlarda kalmamalarının gerekliliğinden bahsedilmektedir. Olmamalı ama ola ki insanlık dışı bir hareket gerçekleştiğinde hukuki boyutuyla ele alınmalı ve cezası ne ise verilmelidir.
Madde 16- Bu maddede Sömürü, Şiddet veya İstismara Maruz Kalmama gibi durumlar detaylandırılmıştır. Engellilerin evlerindeki yaşamlarında istismara uğrayıp uğramadığını tespit eder ve bu gibi durumlarda da alınması gereken önlemleri detaylandırır. Bakıma muhtaç bireylerin aileleri yada bakıcıları tarafından oluşabilecek güvensiz ortamların ortadan kaldırılmasına, insanların da bu konularda hassas davranmaları gerekmektedir. Denetleme ekipleri tarafından da engelli bireylere uygun olup olmadığı tespitinde bulunulur ve gerekli politikalar oluşturulur.
Madde 17- Kişisel Bütünlüğün Korunmasına değinen bu madde, engelli bir kişinin beden sağlığını, ruh sağlığını ele alır. Bu iki bütünlüğün sağlanamama gibi durumlarda da eşitlik ilkesine bağlı kalınmalıdır. Her birey gibi her hakka eşit bir şekilde erişebilmektedirler.
Madde 22- Özel Hayata Saygının sadece engelli bireyler de değil onlara bakan ve bakıma muhtaçlıklarına olan saygıdır. Bakımı ve şartları ne olursa olsun her engelli bireyin, özel hayatı, yaşadığı ev, haberleşme araçları özeldir. Gizlilikleri esastır ve istekleri doğrultusunda bilgileri kullanılıp paylaşılmaktadır.
Anayasadaki bu maddelere bakılırsa engelli bireylerin özgürlüğü ve güvenliği, özel hayatına olan saygı, kişiliğine olan saygı ve engelline karşı herhangi bir şiddete maruz kalıp kalmama konusu üzerinde durulmuştur. Engelli bireylerin engelinden doğan dezavantajını kötüye kullanıp engelli bireyin sosyal hayatına zarar verecek bir davranışta bulunmanın yaptırımlarına da anayasada değinilmiştir. Yaptırımlarının daha detaylandırılması ve bu kötü olabilecek davranışı yapanların ispatının netliği üzerinde de çalışmalar ve projeler yürütülmektedir.
Bu maddeler Ek’te daha detaylı bir şekilde verilmektedir.
TDK’ye göre vergi kavramı:“Kamu hizmetlerine harcanmak üzere devletin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya ya da kimi maddelerin, hizmetlerin fiyatları üstüne ekleyerek dolaylı yoldan yurttaşlardan topladığı para.”dır (Türk Dil Kurumu, 2021). Vergi kamu hizmeti sunması gereken devletin toplumun bireylerinden siyasi cebir adı altında karşılıksız olarak almasıdır.Vergi, insanların gönüllülük esasına dayanarak kazandığı miktarın belli bir yüzdelik dilimini devletin hazinesiyle paylaşmasına verilen isimdir.Vergi ahlakı, bireyin devlete olan sorumluluğunu hissetmesi ve karşılığında bu görev ve sorumluluğunu yerine getirmesidir.Vergi ahlakı, bir nevi bir ülkenin genel kültür seviyesini ortaya koyan, gösterge niteliğindedir. Gelişmişlik seviyesi yüksek ülkelere bakılırsa bu şekilde yorumlamak mümkündür.
Karakaş(2018)’in çalışmasında vergiden bahsetmesi de farklı bir bakış açısıdır. Vergilerin insan cebine zararının olduğundan bahsetmektedir. Kişinin kazandığı paradan vermek zorunda olduğu, yük diye nitelendirmiştir. Ayrıca yükümlüler tarafından zorlanılarak ödenen, yük denilebilecek, devletin yasalarla almak durumunda olduğu bir ödemedir fikrini ortaya koymuştur. Verginin, sosyal adaleti sağlayarak alınıp kullanılması önemlidir. Devletin bireylerindeki vergi ahlakı, devletin kendisinin de vergilendirme ahlakıyla paralel olmalıdır. Aksi takdirde devlete olan güven kırıldığı için insanlar vergi borçlarını ödememeye, kaçakçılığa ve illegal yollara başvurmak durumunda kalmaktadırlar. Vergi ahlakının artması, bireylerde vergi bilincinin oluşmasını sağlamak ve vergilendirmede adaleti sağlamakla mümkün olmaktadır.
Sosyal devletin hedeflediği ve görevlerinden olan sosyal adaleti sağlamak, sosyal refahı arttırmak ve sosyal güvenliği sağlamaktır. Sosyal eşitlik olmuş olsaydı engellilere tanınan ayrıcalıkların olmaması gerekmektedir. Fakat engelli bireylere sunulan hizmetlerin adalet kavramı çerçevesinde verilmesi doğru olandır. Türk Vergi Mevzuatından yer alan engelliler için vergi avantajları; gelir vergisi, gümrük vergisi, emlak vergisi, ÖTV, KDV gibi vergi türlerinden indirimli olarak faydalanmaktadırlar(Çitil & Üçüncü, 2018). Bu konu üzerinde çalışılmış bir makalede,engelli bireyler bazım şartlar karşılığında indirimli veya muaf olurlar. Bu şartlardan birkaçı; yurtdışından alınan araçlar için KDV ödenmemesi, bazı şartlara göre konut vergisi ve vergilerden muafiyet, ÖTV muafiyeti gibi fırsatları sıralayabiliriz. Tüm bu sunulan hizmetler engelli bireylerin yaşam mücadelesini kolaylaştırmak amacıyladır.
Sosyal hizmetler ve yardımlarının Türkiye’de uygulanması durumu mevzuata bağlı kalmaktadır. Mevzuatta olanların tamamen uygulandığı durumda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Mevzuatta yazan kanunlar, maddeler haricinde sosyal açığın gözlemlendiği ve bu sebepten dolayı dezavantajlı grupların problemleri devam etmektedir. Bunların sonlanması için de sosyal sorumluluk alabilen bireylerin sayısının arttırılması gerekmektedir.Ülkemizde Sosyal Hizmet Çalışmaları dernek, vakıf gibi sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenmiş olsa da kanun maddelerinde eksikliklerin olduğu, kamu kurumlarındaki hizmetin yeterli gelmediği gözlemlenmektedir. Özel gereksinimli bireyler için de Sosyal Çalışmacılara Sosyal Hizmet Eğitimleri’nin verilmesinin yaygın hale getirilmesiyle, sivil toplum kuruluşlarının daha cazip çalışmalarla ortaya çıkmaları gerekmektedir. Çünkü Sosyal Hizmetler açısından, çalışma şartlarında ve sahada verimliliği artıracak unsurlardan biride nitelikli insan gücü olduğu açıktır. Eğitimlerin sonucunda daha nitelikli çalışmalar doğacak vesosyal çalışmacıların çalışma alanlarındaki özel gereksinimli bireylere yönelik daha verimli hizmetler doğacaktır. Bu çalışma genelinde özel gereksinimli bireyler(ÖGB) kavramı yerine engelli, özürlü kavramı kullanılmıştır. Çünkü yapılan çalışmalar, mevzuat ve raporlar ÖGB yerine diğer kavramlarla açıklama yapmıştır. Çalışmalardan yapılan alıntılarda bütünsellik olması adına o kavramlara devam edilmiştir. Uygun bulunan ve daha incitici ve ayrıştırıcı olmayan ÖGB kavramı olduğu düşünülmektedir.Dolayısıyla kanun maddelerinde kullanılan engelli kelimelerinin değiştirilmesi ve kavram karmaşasının düzeltilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu kavram karmaşası için üzerinde çalışmalar yapılmalı ve tasarı olarak sunulmalıdır. Sadece kelimelerin düzeltilmesi yeterli gelmeyecektir. Bunun için de insanlar için algı çalışmaları yapılmalıdır. Birçok bilgi merkezlerinde, halk kütüphanelerinde, seminer ve konferans içeriklerinde, sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları ile de desteklenerek farkındalık çalışmaları yapılmalıdır. Günümüzde bu farkındalık çalışmaları eskisi gibi zor da değildir. Kitle iletişim araçları sayesinde çok kısa sürede çok büyük bir kitleye erişmek mümkündür. Afişlerle, sosyal medya paylaşımlarıyla bu farkındalık çalışmaları yapılabilir ve olumlu sonuçlar doğuracağı öngörülmektedir.
ÖGB’ye yönelik mevzuatta sosyal hizmet çalışmaları, sosyal güvenlik ve vergi konularından bahsedilmiştir. Mevzuat içeriğinin kapsamı ise tamamen dezavantajlı gruplara hitap eder. Avantajlı ve dezavantajlı grup arasındaki sosyal adaletin dengesi çok önemlidir. Bu adaletin sağlanması için öncelikle net bir politikanın olması ve bu politikaya uyum önemlidir. Var olan politikalara rağmen uyulmadığı zaman diliminde o politikanın önemi kalmamaktadır. Bu sebeple sosyal güvenliklerde yetersizliğin olduğu ve daha çok üzerinde durulması gerektiği ortaya konulmaktadır. Sosyal güvenlik kısmının mevzuatta yazılı kaldığı, yazan ile uygulanan arasındaki yetersizliğin özel gereksinimliler için bir kez daha engel oluşturduğu gözlemlenmiştir. Hizmete erişirken de yaşanan problemler özel gereksinimli bireyler için zorluk oluşturur. Bu engellerin kaldırılması için çalışmalar yapılmalı ve her bireye göre hizmet çeşitliliği oluşturulmalıdır. Hizmetler her özel gereksinimli bireyin engel durumuna göre belirlenmeli ve belirlerken de uzman kişilerden yararlanılmalıdır. Hizmet sunum aşamasında da özel gereksinimli bireylerin özel hayatına olan saygının üst seviyede tutulması, sosyal ve yasal hakların arttırılması gerekmektedir.
ÖGB’ nin kendine yeterli, toplumla kaynaşabilen, sosyalleşebilen, eğitim, kültür, ekonomik manada ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Her birey gibi ÖGB’nin de kimseye ihtiyaç duymadan yaşamını devam ettirebilmelidir. Bu ihtiyaçların karşılanması bazen devlet eli ile bazen aile bazen özel sektör ve bazen de sosyal kuruluşlardır. Burada sosyal sorumluluk bilinci devreye girmektedir. Sosyal sorumluluk bilinci empati duygusunun gelişmiş olduğu, merhamet duygusuyla beslendiği, girişimcilikle taçlandığı bireylerde görülmektedir. Bu bireyler kamunun, mevzuatın, yasanın, yetmediği yerde devreye girerek ÖGB’lere ulaşmak mümkün olabiliyor. Fakat; her ÖGB’nin hizmet aldığını da söylemek mümkün değildir. Bu durum sosyal adaletsizliğe de sebep olmaktadır. Bu sosyal yardım çalışmalarının daadalet duygusuyla yapılması doğru olandır. Kamu ve toplumsal sorumluluk olarak engelli vatandaşların hayatın her alanına dahil olmaları önceliklerimiz içinde olması gerekmektedir. Bu konuda da şüphesiz kamu kurum ve kuruluşlarının yaptıkları ya da yapacakları çalışmalarzorunluluk halidir. Erişilebilir kılmaları için de kamu yönetimlerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Farkındalık çalışmalarıyla dailk adımı atmaları muhtemeldir.
Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kurumu belirlenen yaş aralığına kadar olan süreçte sosyal yardım ve çalışmalarını sürdürmektedir. Sorumlu olduğu yaş aralığından sonraki süreçte de bireylerin toplumda tutunmalarını sağlayacak yönlendirmeleri yapması, hayatın sonrakiaşamalarında da ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak paydada çalışmalar yapması uygun görülmektedir. ÖGB’ye yönelik politikaların geliştirilmesi ile de hayat mücadelelerinde ötekileştirmeden her zaman destek vermek gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bunlar için kurumlararası iletişimin kuvvetli olması ve oluşturulacak politikanın detaylandırılması ile mümkün olabilir.
Teknoloji, iletişim ve bilgi teknolojileri alanında bunca gelişmeler olurken, bu gelişmeler ÖGB’ler için büyük avantaj oluşturur. Bu gibi gelişmeler ÖGB’ler için hayatlarında oluşabilecek engelleri kaldırabilmekte yada azaltabilmektedir. Bu ilerlemeler olmasına rağmen tam anlamıyla bu gelişmelerin engellilerin hizmetlerine sunulduğu söylenememektedir. Bu hizmetlerin tam manada uygulanması için de yine mevzuatta yer alması veya bu hizmetlerin politikalar içerisinde olması gerekmektedir. Eşit bir şekilde ÖGB’ler bu hizmetlerden yararlanış olurlar. Bu şekilde de özel gereksinimli bireylere yönelik engelsiz ortamların arttırılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Hizmet çeşitliliğinin arttırılması ve bu hizmetlerin sunumunda uygun şartlar ve ortamların olması önemlidir.
Son olarak engellilerin toplumun içine katılmalarının, ekonomik açıdan verimli ve proaktif olmalarının, siyasi açıdan demokrasiye hizmet eden, uygun pozisyonlarda çalışmalarının, sosyal yaşamda toplumun diğer fertleri ile uyumlu, adapte olmaktan çekinmeyen, geleceğe pozitif bakan, mutlu ve umutlu bireyler olmalarının önünü açmak toplumdaki her bireyin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğu da almak her bireyin vicdani görevidir.