VAKIFLAR ARŞİV
VAKIF NEDİR?
Arapça bir sözcük olan ‘vakf’; sözlük anlamı ile durdurma, hareketten alıkoyma, hareketsiz bırakma manalarına gelir. Ayrıca “tamamen verme, büsbütün verme” anlamını da içerir.
İktisadi anlamda vakıf; kişisel çalışma ve gayretle elde edilen imkânların ve mal varlığının gönül rızasıyla paylaşılmasını öngören hukuki bir sistemdir.
Türk Medeni Kanununa göre vakıf; gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleri ile oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır.
Vakfın Temel Unsurları Nelerdir ?
Vakfı oluşturan üç temel unsur bulunmaktadır:
Vakıf : Vakfeden
Mevkuf : Vakfedilen şey
Mevkufun Aleyh veya meşrutun leh : Vakfın menfaatleri kendilerine tahsis olunanlar
İhtiva Ettikleri Belge ve Bilgilerin Mahiyetlerine Göre Defter Türleri;
- Vakfiye defterleri:En kısasından en uzununa kadar muhtelif vakfiyelerin kayıtlı olduğu defterlerdir.
- Esas defterleri:(1300/1882 M.) tarihinden sonra tutulmağa başlanmış ve vakıfların şahsiyet kayıtları ile hizmetlilerinin tayin ve tedavül kayıtları gibi işlemleri ihtiva ederler.
- Hazine defterleri:Bu defterler de H. 1300 den evvelki tarihlerden itibaren tutulmuş kayıtların şahsiyet kayıtları mevcuttur. H. 1300 den sonra esas defterlerine nakledilmemiş olan kayıtlar bunlarda bulunmaktadır.
- Fihrist defterleri:Yukarıda zikredilen defterlerin fihristleridir.
- Tafsil defterleri: 1300 tarihinden sonra vakıfların zabıt işlemlerinin, tevliyetle ilgili kayıtların ve hayır hizmetlerini yapan görevlilerin tayin, azil ve buna benzer muamelelerinin tafsilâtlı olarak kaydedildiği defterlerdir.
- Ferman tafsilleri defterleri:Bunlarda padişah fermanları yazılıdır.
- Ahkâm defterleri:Vakıflarla ilgili, Padişahlar tarafından verilmiş olan hüküm ve emirlerin yazılı bulunduğu defterlerdir. Bu defterlerde atama, bakım-onarım, müdahalelerin men’i, gelir-gider, keşif, tahsis ve benzeri konuları içeren, bir üst makamı bilgilendirme ve saltanat makamından ferman çıkarılması için yazılan karar ve tezkire gibi belgeler bulunmaktadır.
- İlmühaber defterleri:Vakıf yetkilileri ile vekillerinin verdiği vesikalara dair kayıtları ihtiva eder.
- Hurufat defterleri:Bu defterlere, alfabetik esasa göre sıralanmış vakıf teşkilâtlarının her ne konuda olursa olsun her günkü muameleleri yazılmıştır.
- Ferman Fihristleri defterleri:Fermanlardan aramayı kolaylaştırmak için düzenlenmiş rehberlerdir.
- Nizâmât defterleri:Bunlar yalnız İstanbul Vakıf Teşkilâtına ait işlemleri tafsilâtlı şekilde ihtiva eder.
- Maaş defterleri:2762 sayılı Vakıflar Kanununun neşrinden evvel vakıftan intifa hakkı alanlarla muhtaç aylığı alanları gösterirler.
- Mühür tatbik defterleri:Vakıflar Teşkilâtı idarî yetkililerinin şahsî ve resmî mühürlerinin bulunduğu defterlerdir.
- Hüccet defterleri:Vakıf alâkalıları ve hizmetlileri arasındaki ihtilâflarla vakıf olan köylerin sınır ihtilâfları mevzuunda vakıf mahkemeleri veya diğer mahkemelerce verilmiş yazılı hükümleri ihtiva ederler.
- Şurut defterleri:Bazı tevcih muamelelerinin kayıtlı olduğu defterlerdir.
- Hülâsa defterleri:Daha çoğu İstanbul olmak üzere Anadolu teşkilâtında mütevelliler ve diğer vakıf hayır hizmetlerini ifa eden vazifelerin tayin ve azillerine dair kayıdları gösterir defterleridir.
- İntifa hakkı defterleri:2762 sayılı Vakıflar Kanununun neşrinden sonra zaptedilen vakıfların alâkalılarına tahsis edilmiş intifa hakkı miktarıyla vakıftan intifa edenleri gösterir.
- Köye devir defterleri:Hayrat ve mevkufatı aynı köy sınırları içinde bulunan vakıfların o köyün ihtiyar hey’etine devrine dair muamelelerin kayıtlı olduğu defterlerdir.
- Şart tebdili defteri:Kanunen veya fiilen bugün için yerine getirilmesi mümkün olmayan vakıf şartlarının zamanın şartlarına uygun olarak değiştirilmesi hakkındaki kararların tesciline ait defterlerdir.
- Tevzin defterleri:Vakıf gelirinin artması veya eksilmesi halinde tahsislerin vakıf gelirine nispetle düzenlenmesine dair karar ve cetvellerin tesciline dair defterlerdir.
- Tercüme defterleri:Arapça vakfiyelerin Türkçe tercümelerinin yazılı olduğu defterler.
- Tesis defterleri:2762 sayılı Vakıflar Kanunun neşrinden sonra yapılan tesislerin kaydına mahsus defterlerdir.
Arşivde kayıtlı bulunan vakfiye ve benzeri belgeler tarihî devir itibariyle başlıca dört grupta toplanabilir;
- Selçuklular devrine ait belgeler
- Beylikler devrine ait belgeler
- Osmanlı devrine ait belgeler
- Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti devrine ait belgeler
Vakfiye Arşivi Nedir ?
- Vakfiye Kayıtlar Arşivi; vakıf gayri menkullerin tapusu, yapılacak hizmetlerin nicelik ve niteliklerini içeren vakfiye, ferman, hüccet, berat gibi vakıfla ilgili belgelerin bulunduğu arşivdir. Bu arşivdeki defter ve belgelerde kaydı bulunmayan bir vakıf, hukuki dayanaktan mahrumdur.
- Vakfiye Kayıtlar Arşivi’nde halen 2370 adet vakfiye ve kütük defteri bulunmakta olup, bu defterlerde 27.021 adet vakfiye ve benzeri belgenin yanında, çeşitli işlemlere ait belgeler bulunmaktadır.
Vakfiye Arşivinin Amacı Nedir ?
Vakıflar arşivi Kurum ve kuruluşları tarih boyunca hangi amaçlarla kurulmuş olurlarsa olsunlar, İslâm ve Türk dünyasında birbirinden önemli çok çeşitli hizmetleri üstlenerek, günümüzde modern devletin yapmakta olduğu çok sayıda kamusal görevi yüzyıllarca başarıyla yerine getirmişlerdir.
Vakıflar, aynı zamanda, servetin zengin kesimlerden toplumun daha fakir kesimlerine doğru akışını önemli ölçüde gerçekleştirerek sosyal dengelerin kurulmasında ve sosyal bütünleşmenin sağlanmasında, içtimaî barışın sürekliliğinde, sınıf çatışmalarının önlenmesinde, kamunun hizmet taleplerinin yerinde karşılanmasında, siyasî ve ekonomik istikrarın sağlanmasında da merkezî yönetimlerin en büyük yardımcıları olmuşlardır.
VAKIF ARŞİVLERİ HANGİ ESASLARA GÖRE YÜRÜTÜLÜR?
Vakıfların, vakfiyelerindeki esaslara göre yürütülmesi 5.6.1935 tarih ve 2762 sayılı Kanun ve 8.6.1984 tarih 227 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile belirlenmiş, bu esaslar çerçevesinde de yürütülmektedir. Söz konusu Kararnamede vakıflar Genel Müdürlüğünün görevleri tespit edilmiş; bu görevleri arasında 2. Maddenin (e) bendinde “Görev ve hizmetleri ile bütün vakıfların vakfiyelerinde veya vakfiye yerine geçen Hüccet, Berat, ferman gibi belgelerden veya vakıf senetlerinde yazılı hayrî, sosyal, kültürel ve ekonomik şart ve hizmetleri yerine getirmek.” Hususu zikredilerek, vakıfların gayelerine uygun olarak yaşatılması ve vakfiye şartlarına göre hareket edilmesi gereği açıkça hükme bağlanmıştır.
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK VAKIF ARŞİVLERİ
İslamiyet Öncesi Türk Toplumunda Vakıf : Vakfı İslam dan önceki Türklere dayandırma çabaları vardır. Ancak bize göre eski Türklerde gözüken, vakfa benzeyen kurumlardır. Muhakkak belirtmek gerekir ki vakıf müessesesi İslamiyet ten sonra Türklerle inkişaf etmiştir.
- Eski Türklerde vakıfların varlığı hakkında iki görüş bulunmaktadır. Bunlardan biri -Türk olup olmadıkları tartışması bir tarafa bırakılırsa- Türklerde vakıfçılığın ilk vesikası Hititler’de Kral Hattusilis tarafından bir taş üzerine yazdırılan bir Hitit vakfiyesidir.Boğazköy kazılarında elde edilen bu vesika halen İstanbul Arkeoloji Müzesinde muhafaza edilmektedir
- Söz konusu vesikada yazılanlardan çıkarılan sonuç kamuya yararlı dini bir vakıf görüntüsü vermektedir. Oysa Bülent Köprülü bu belgenin vakıf müessesesinin Hitit’lerde bulunduğunu ancak vakfın hukuki mahiyeti hakkında herhangi bir bilgi vermediğini ve kurumun tüzel kişiliğe sahip olup olmadığı hususunun da tamamen meçhul olduğunu ifade etmektedir
- Budist Uygur Türklerine ait bir kitabe Doğu Türkistan’da Turfan kazılarında bulunmuştur.15 Kitabe Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindedir. Kazıda elde edilen kitabeye bakarak vakıf müessesesinin tüzel kişiliği hakkında bir sonuca ulaşmak mümkün değildir Bu Uygur vakfiyelerinin M.Ö. 12-13. asırda meydana getirildiği anlaşılmaktadır.
Vakfın islam dini ve medeniyetinde yeri ve uygulamaları:
Vakıf, yaratandan ötürü yaratılanlara merhamet, şefkat ve sevginin
müesseseleşmiş şeklidir.
İslâm’ın dünyâyı şereflendirmesi ile vakfın ilk fiilî nümûnesini de Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz vermişlerdir. O, her davranışında bir nümûne-i imtisâl olduğu için önce Medîne-i Münevvere’de sahibi bulunduğu yedi ayrı hurmalığını, daha sonra da Fedek ve Hayber hurmalıklarından kendi hissesine düşeni Allâh yolunda vakıf buyurmuşlardır.
- Bir hadiste: İnsan ölünce üç şeyden başka ameli sona erer. Devam eden sadaka (Sadaka-i Cariye) ilim ve kendisine dua eden hayırlı evlat denilmektedir.Bu hadiste geçen Sadaka-i Cariye sözü İslam hukukçuları tarafından vakıf olarak yorumlanmıştır.
- Diğer taraftan ‘’Sevdiğimiz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe eremezsiniz.’’ ayetinin gelişinden sonra Ebu Talha adındaki bir sahabenin Resulullah(s.a.v.) gelerek Beyraha adındaki çok sevdiği bahçesinin Allah rızası için hayra tahsis etmek istediğini bildirmesi ve Hz. Peygamber (s.a.v.) ‘nin ona bu bahçeyi akrabalarına tahsis etmesi tavsiyesinde bulunması üzerine üç halifenin benzer vakıf örnekleri vardır.
- Hz ömer(r.a):Hayber ganimetinden hissesine düşen semğ adındaki araziyi yine Hz. Muhammed (s.a.v.) tavsiyesiyle aslı satılmamak,bağışlanmamak,mirasla intikal etmemek şartıyla fakirlere,yakın hısımlarına,miskinlere,yarı yolda kalanlara, Allah yolunda cihad edenlere ve azadlık antlaşması yapmış kölelere tasadduk(vakf) etmiştir.
- Ali(r.a)’nın Yenbu’daki bir arazisini ve çeşmesini ; Hz.Osman (r.a)’nın
Rume kuyusunu vakfetmeleri,vakfın dini temellerini oluşturmuştur.
Ashâbın bu infâk seferberliğinden nasîb alan Osmanlılar da, vakıf mevzûunda pek büyük hizmetlerde bulundular. Vakıflar, en büyük gelişmeyi Osmanlı devrinde yaşadı. Osmanlılar’da vakıf, millet sayesinde kazanılan serveti, tekrar o toplumun istifâde ve hizmetine sunan birer vefâ müessesesidir. Pragmatist ve menfaatçi bir anlayışla sadece kazanmayı ve servet edinmeyi hedefleyen değil, merhamet ve insaniyeti öne çıkartan anlayışın ortaya koyduğu bir gönül mahsûlüdür.
OSMANLI’DA VAKIF ARŞİVLERİ
Vakıflar Osmanlı Devleti’ndeki toplumsal, ekonomik ve kültürel hayattaki rolü bugün tahayyül edilemeyecek kadar geniş alanlara yayılmış ve fonksiyonları itibarıyla insan ve sosyal hayatın bütün cephelerini kuşatmıştır. Şu ifade vakıfların toplum hayatındaki yerini açıklamaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu devrinde pek büyük bir inkişafa mazhar olan vakıflar sayesinde bir adam vakıf bir yerde doğar, vakıf beşikte uyur, vakıf mallardan yer ve içer, vakıf kitaplardan okur, vakıf bir medresede hocalık eder, vakıf idaresinden ücretini alır ve öldüğü zaman kendisi vakıf bir tabuta konur, vakıf bir mezarlığa gömülürdü. Bu da Osmanlı döneminde birçok arşiv vesikalarının oluşmasını sağlamıştır.
Osmanlı Devleti zamanında, tüm ülkedeki dini hizmetler, şehir ve kasabaların suları, köprüler, mezarlıklar, yollar, sağlık hizmetleri, eğitim ve öğretim hizmetleri, sosyal yardımla ilgili hizmetler gibi bugün çeşitli bakanlık, belediye ve özel idarelerin faaliyet alanına giren birçok hizmetler yüzyıllar boyu vakıflar tarafından yürütülmüştür.
Bu nedenle, arşiv belgeleri vakıf hukuku yönünden olduğu kadar, Osmanlı tarihi, kültürü ve sosyal yaşantısı yönünden de emsalsiz bir hazine hüviyetindedir.
Arşivde Yer Alan Bazı Eserler
- Fatih Sultan Mehmed’in Vakfiyesi’nin ser-levhası
- İstanbul Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’nde bulunan, Beylik Dönemi’ne ait bir Kur’an Cüzü
- Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul sularıyla ilgili Vakfiyesi’nin ser-levhası
- Selim DivanıSultan III. Mustafa’nın Kızı Sah Sultan’ın K.132 Numaralı vakfiyesinde Gül Buketi (1803)
- Sultan III.Selim’in 1801 tarihli Vakfiyesi’nin tezyinatlı giriş sayfası ve ser-levhası
- Şehzade Mehmed’in 1548 tarihli Vakfiyesi’nin Hudutnamesinin ser-levhası
- Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan, Birgi Ulu Camii için hazırlanan Kur’an-i Kerim
GÜNÜMÜZ VAKIF ARŞİVLERİ İŞLEYİŞİ
- Vakfiye ve benzeri belgelerin tamamına yakın kısmı Latin harflerine aktarılmış olup, kalan kısım ile ilgili faaliyetler devam etmektedir.
- Asırlarca günlük işlemler dahi orijinal belgeler üzerinden yürütüldüğünden, Arşiv materyalinin daha fazla yıpranmasını önlemek amacıyla 1965 yılında ilk Mikrofilm Ünitesi kurulmuşsa da, 1991 yılında komple bir mikrofilm ünitesi tesis edilerek, belgelerin mikrofilmleri çekilip günlük kullanıma alınmış, orijinal materyal kullanımdan kaldırılarak, kompac, çelik, raylı arşiv sisteminde muhafazaya alınmışlardır.
- Arşiv belgelerinin yangın felaketine karşı korunabilmesi için 2001 yılı başında insan sağlığına zarar vermeyen inergen gazlı otomatik yangın söndürme sistemi kurulmuştur.
- Vakıflar Genel Müdürlüğü Otomasyon Projesi kapsamında ve Vakıf Kayıtlar Arşivi için hazırlanan modüle 2000 yılı başında bilgi girişine başlanılmış olup, bilgi girişi devam etmektedir.
- Her ülkeden çok sayıda araştırmacının faydalandığı Vakıf Kayıtlar Arşivi giriş işlemlerinin tamamlanmasını takiben internet aracılığı ile tüm dünya ülkelerinin hizmetine açılacaktır.
KAYNAKÇA
- http://www.vgm.gov.tr/
- İbrahim ATEŞ Vakıflar Genel Müdürlüğü Kültür ve Tescil Dairesi Başkanı Makalesi
- TRT Türk / Devrialem | Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakfiye Arşivi
- Yüksel, Hasan. Osmanlı sosyal ve ekonomik hayatında vakıfların rolü (1585-1683). H. Yüksel, 1998.
- Öztürk, Nazif. Türk yenileşme tarihi çerçevesinde vakıf müessesesi. No. 144. Türkiye Diyanet Vakfı, 1995.
- Demirel, Ömer. Osmanlı vakıf-şehir ilişkisine bir örnek: Sivas şehir hayatında vakıfların rolü. Vol. 186. Türk Tarih Kurumu, 2000.
- Orbay, Kayhan. “Vakıfların Bazı Arşiv Kaynakları.” (2005).
- Akgündüz, Ahmet. İslâm hukukunda ve Osmanlı tatbikatında vakıf müessesesi. Vol. 11. Osmanlı Araştırmaları Vakfı, 2013.
- Akar, Tuba. “Tanzimat Öncesinde Vakıf Kurumu ve Yapıların Korunması.” (2010).
- Osman ÇETİN’in Vakıf Makalesi
- Arşiv Vikipedia
- Osmanlıdan Günümüze Vakıflar Dr.Adnan Ertem Makalesi