Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Kültür tarihinin birinci elden ve milli kültür mirasımızın kaynaklarından olan el yazmaları, nadir eserler ve arşiv vesikaları, bilim adamlarının ve araştımacıların çalışmalarına ışık tutan en değerli kültür varlıklarıdır. Bunları okuyucu hizmetine sunmak da kütüphanecilerin ve aşivcilerin görevidir. Ancak; bu eserleri okuyucu hizmetine sunmanın yanısıra onları korumak, bakım ve onarımlarını yaparak gelecek kuşaklara aktarmak da tarihin Kütüphanecilere ve arşivcilere yüklediği en büyük görevler arasındadır.
Geçmişte de bu yazılı kaynaklara çok önem verilmiştir. Osmanlı Devleti’nde arşiv fikri çok eskilere dayanır. Osmanlılar kurdukları arşiv teşkilatına “Hazine-i Evrak” adını vermişlerdir. Çünkü arşiv belgeleri ve yazma eserler, geçmiş ile bugün, bugün ile gelecek arasında bağlantı kuran en değerli hazineler olup, devletlerin varlıklarının hafızalarıdır.
Son yıllarda el yazmalarına verilen önem sonucunda bunların onarım ve bakımları için Kütüphaneler Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul’da bulunan Ziver Bey Konağı’nda “İstanbul Yazma ve Nadir Eserler Patoloji ve Restorasyon Araştırma Merkezi” açılmıştır. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi işbirliğinde çalışacak “Konya Yazma ve Nadir Eserler Restorasyon Araştırma Merkezi” de hizmete sunulmuştur.
Başta İtalya, Fransa, Almanya ve A.B.D. olmak üzere birçok ülke bu değerli kültür varlıklarını korumak amacıyla “Patoloji ve Restorasyon Merkezleri” kurmuşlar ve arşiv merkezleriyle ilgili her türlü işlemleri “Konservasyon” ve “Konsültasyon” olmak üzere iki aşamada ele almışlardır.
Arşiv belgelerinin fizikî, kimyevî, biyolojik, mekanik ve bunlar dışında kalan çeşitli tahrip unsurlarıyla bozulup ana özelliklerini kaybetmesini önlemek ve belli şartlarda korunmasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalardır.
Arşiv belgesi ve elyazması malzemeyi belli mevzuat çerçevesinde hakikî ve hükmî şahısların, devletin ilim ve kültürünün hizmetinde istifadeye sunulması işlemleridir.
Kitapların uygun bir ortamda korunması için patoloji ve restorasyon merkezlerine ihtiyaç vardır. Patoloji ve restorasyon merkezleri için gerekli araçların en önemlileri : Bakteri koloni sayıcısı, Bakteriyolojik etüv, Bi-distile su cihazı, Blender, Buhar sterilizatörü (otoklav), Destile su cihazı, Dijital masa ve arazi tipi Ph metre, Dijitil Ph metre, Hassas terazi, Kuru hava sterilizatörü, Kurutma dolabı, Kurutma rafları, Kül fırını, Nem giderme cihazı, Nem verici cihaz, Su banyosu, Otomatik titrasyon, Vakumlu masa, Yıkama ve dezasidifikasyon küvetleri, Trinoküler mikroskop, Trinoküler tip stereo zoom mikroskop, Uv-visible spektrofotometre olarak sayılabilir.
Yazma eserlerin temiz, havadar, güneş ışınlarından uzak, rutubetsiz yerlerde saklanması gerekir. Kitap depolarında yangından korunma konusunda gerekli önlemler alınmalı, elektrik donanımları dikkatli yapılmalı, sigorta ve şartelleri ayrı olmalı ve akşamları kapatılmalıdır. Zaman zaman kontrol edilmesi gereken elektrik tesisatına ekler yaparak, kondonlarla cereyan nakledilmesi son derece tehlikelidir.
Depolar, yağışlı ve rutubetli olmayan açık ve kuru havalarda pencereler açılarak sık sık havalandırılmalıdır. Kitapların ve özellikle Arap harfli basmalar ve yazmaların bulunduğu depoların rutubet ve sıcaklık derecelerinin kitap sağlığı bakımından elverişli olması gerekir. Ortalama olarak ısının 18-20 °C, nemin % 50-60 arasında olması gerekir.
Depolarda güneş ışınlarının kitaplara doğrudan gelmesi sakıncalıdır. Kitap depolarının temizliği, sorumlu memurun kontrolu altında çok dikkatle ve kitaplara zarar vermeyecek bir şekilde yapılmalıdır. Son yıllarda kitap depolarında, ahşap raflar yerine metal raflar tercih edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu raflar daha az toz tutmakta, kolay temizlenmekte ve böceklerin üremesine engel olmaktadırlar. Kitap böcekleri, havasız, tozlu ve rutubetli yerlerde bulunan yazmalarda üreyip çoğaldıkları için kitap temizliğine çok önem verilmesi, kitapların her yıl yerlerinden çıkarılarak havadar ve güneşsiz yerlerde dikkatle temizlenmesi gerekir.
Kitaplar raflara ne çok sıkışık ne de bol olarak yerleştirilmeli ve üst üste de konulmamalıdır. Kitaplar raflara dik olarak, sırtı dışarı gelerek yan yana rahatça alınıp koyulabilecek şekilde yerleştirilmelidir. Ayrıca kitapların rafın ön kenarına da yerleştirilmeleri de önde toz birikimini önleyeceğinden ve arka tarafta kalan boşluktan havalanmaları sağlanacağından daha faydalıdır.
Yazma eserler temizlenirken onarıma muhtaç olan kitaplar seçilmeli, tezhip, minyatür bulunan sayfalar arasına ince pelür kâğıdı konulmalıdır. Temizlik sırasında böcekli kitaplara rastlanırsa, bunlar temizlendikten sonra bir süre ayrı bir yerde saklanıp kontrol edilmeli ve temizlendiğinden emin olduktan sonra esas yerine konulmalıdır.
Yazma eserlere damga (Kütüphane adı kaşesi ile kitap kayıt damgası) basarken çok dikkat etmeli, ön ve arka sayfasında yazı, tezhip veya minyatür bulunan sayfalara damga basılmamalıdır. Çünkü damganın mürekkebi zamanla yazıyı, tezhibi ve minyatürü bozar.